30 Ocak 2015 Cuma

SONUÇLANMIŞTIR. Kazanan; Fatma Sert
YENİ KİTAP ÇEKİLİŞİMİZ BAŞLAMIŞTIR. Lorenzo Carcaterra nın SUSKUNLAR kitabı 1 okuyucumuza hediye edilecektir.
"Carcaterra, tartışmalar yaratan gerçek yaşam öyküsü Suskunlar'da, Wilkinson Erkek Çocuklar Islahevi'nde geçirdiği yürek parçalayıcı ayları anlatıyor. Arkadaşlarıyla birlikte gardiyanlardan aldığı intikamı eşsiz bir üslupla aktarıyor. Suskunlar, kesinlikle heyecanlı bir kitap ama aynı zamanda yaşadığımızdan farklı bir hayata ilahi bir gönderme."-

Filme de çekilen bu meşhur kitabın çekilişine katılmak için yapmanız gerekenler; 1. KİTAP GEZEGENİ Grup sayfamıza üye olmak.https://www.facebook.com/groups/317476821782988/
2. Bu gönderiyi Facebookta herkese açık şekilde paylaşmak.
3. 10 arkadaşınızı KİTAP GEZEGENİ grubumuza eklemek.
4. İsim soy isminizi yorum bölümüne bırakmanız gerekiyor.
Kargolar tarafımızdan karşılanacaktır.
Kitabı bize hibe eden sayın Aykut Ünal a teşekkür ederiz.
Çekiliş 05.02.2015 tarihinde yapılacaktır.
Devamını oku »

26 Ocak 2015 Pazartesi

Kazananlar; Pamir Oktay, Şeref Akşit, Ahmet Hamdi Ovalı
YENİ KİTAP ÇEKİLİŞİMİZ BAŞLAMIŞTIR. Yazar Osman Tatlı nın Suskun Sinema yazıları kitabı 3 kişiye hediye edilecektir.
Suskun Sinema Yazıları, klasik sinema eleştirisinin ötesinde bir yaklaşımla, son dönem Türk Sinemasını değerlendirmeye almıştır. İzleyicilere film merkezli bir perspektif kazandırmayı amaçlamaktadır. Filmin içeriğine yönelik temaları işlemiştir. Filmin kurgusu, senaryosu, oyunculuklar, mekânlar, karakterler, sosyo-psikolojik temalar gibi geniş bir çerçeveden filmlerin analizleri yapılmaktadır.
Çekilişe katılmak için;
1. KİTAP GEZEGENİ Grup sayfamıza üye olmak.https://www.facebook.com/groups/317476821782988/
2. Bu gönderiyi Facebookta herkese açık şekilde paylaşmak.
3. Blog sayfamıza üye olmak. http://tanyajaziri.blogspot.com.tr/
5. İsim soy isminizi yorum bölümüne bırakmanız gerekiyor.
Kargolar tarafımızdan karşılanacaktır.
Çekiliş 02.02.2015 tarihinde yapılacaktır.
Devamını oku »

21 Ocak 2015 Çarşamba

Eserin Adı : Üç
Eserin Orjinal Adı : Three
Yazar : Sarah Lotz
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2014,İstanbul
Yayın Evi : Altın Kitaplar
Türü : Korku, Gerilim
Sayfa Sayısı : 472
Puanım : 3.5
Konusu : 12 Ocak'ta dünyanın çeşitli bölgelerinde birkaç saat arayla dört uçak kazası meydana gelir. Güney Afrika, Japonya, Florida ve okyanusa düşen uçaklarda yüzlerce kişi hayatını kaybeder. Ancak bu kazalardan üç kişi kurtulur. Üç enkazdan birer çocuk sağ çıkmıştır. Özellikle çocukların garip davranışları hakkında ayrıntılı bilgiler ortaya çıkınca, basında yoğun spekülasyonlar başlar. Düşen dördüncü uçaktan ise hiç kimse kurtulamamıştır ama yolculardan biri kayıptır. Yine bir çocuk...

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Yazarın Kara Perşembe diye nitelendirdiği 12 Ocak 2012 tarihinde dört uçak arka arkaya düşer ve enkazlardan sadece üçünden üç adet çocuk kurtulur. Kara Perşembe kavramı aslında bilinen bir kavram, 24 ekim 1929 perşembe günü patlak veren büyük ekonomik bunalım ya da diğer adıyla büyük buhran bu isimle de anılıyor. Yazar burada bu bilindik kavram üzerinden bambaşka bir hikaye yaratıyor. Kitabın en ilginç tarafı kitap içinde kitap yazılıyor olması, yazar olan Elspeth Martins yaşanan bu büyük olay sonrası olaya tanık olan onlarca insanla yaptığı röportajlardan oluşan bir kitap yazar ve aslında kitap Elspeth in yazdığı bu kitaptan oluşmaktadır. Her bölüm başka bir kişinin ağzından yazılmış ya da çeşitli belgeler, internet yazışmaları ve maillerden oluşuyor. Bütün hikayenin bunlar üzerinden anlatılması ilginç olsa da bazen sıkıcı hale de getirmiş kitabı. Düşen uçaklardan kurtulmanın imkansız gibi görünüyor olması kurtulan üç çocuk hakkında büyük spekülasyonların doğmasına sebep olur. Çocukların kazadan sonra tamamen değişmiş karakterleri ve çevrelerindeki gelişen enteresan olaylar da bu görüşlerin zirve yapmasını sağlar. Adım adım sona gidilen hikaye de, çocukların uzaylı olduğunu savunanların etkilerinin çok görülmediği kitapta mahşerin dört atlısı olduğunu savunan ve kimsenin kurtulmadığı söylenen dördüncü uçaktan kutulan olduğunu idda edecek kadar işi ileri götüren dindarların baskın oluşu ve dünya üzerinde devam eden felaketlerden ötürü ciddi bir dindarlaşmanın başlaması, yıkıma doğru giden dünya fikrini desteklese de, yazar kitabın sonunu açık bırakmış. Sadece çocukların gerçekten çocuk olmadığını ve sürekli tekrar eden bir döngüde aynı olayların değişik varyasyonlarını yaşamaya devam ettiklerini söyleyerek bitiriyor. Değişik kurgu kitaba iyilik mi yapmış kötülük mü değerlendirmesinde ben hikayenin böyle yazılmasının hikayenin değerini düşürdüğü fikrindeyim. Oldukça akılcı kurgulanmış hikaye düz bir metinle yazılıp bu kadar sayıda anlatıcıya yer verilmese, belki de daha ilgi çekici olabilirdi. Söylemek istediğim diğer bir husussa kitap kapağının bu sene aldığım kitaplar içinde en iyisi olması. Zaten kitabı almama tamamen bu kapak sebep oldu diyebilirim. Hikayenin güzelliği kurgulamanın kötülüğüyle birleşince, okunabilir ama zaman zaman sıkıcılaşan orta halli bir kitap sunuyor bize. Keyifli Okumalar Dilerim.
Devamını oku »

20 Ocak 2015 Salı

YENİ KİTAP ÇEKİLİŞİMİZ BAŞLAMIŞTIR.
SONUÇLANMIŞTIR.
Kazanan;
Suzan Doğan
Erol Aslan'ın Sürüden Ayrılmaya Hazır mısınız? kitabını 1 okurumuza çekilişle hediye ediyoruz.
Başarılı olmak istiyorsan, istediğin hayallerin peşinden zorluklarla karşılaşsan bile gitmelisin. Asla vazgeçmeden çünkü bir sonraki fırsatın nerede, ne zaman, hangi koşullarda karşına çıkacağını ve yakalayacağını bilemezsin.
Çekilişe katılmak için;
1. KİTAP GEZEGENİ Grup sayfamıza üye olmak.https://www.facebook.com/groups/317476821782988/
2. Bu gönderiyi Facebookta herkese açık şekilde paylaşmak.
3. Blog sayfamıza üye olmak. http://tanyajaziri.blogspot.com.tr/
4. İsim soy isminizi yorum bölümüne bırakmanız gerekiyor.
Kargolar yazarımız tarafından karşılanacaktır.
Çekiliş 26.01.2015 tarihinde yapılacaktır.
Devamını oku »

16 Ocak 2015 Cuma

YENİ KİTAP ÇEKİLİŞİMİZ BAŞLAMIŞTIR. TEKİN YAYINEVİ Sponsorluğunda Gönül Çatalcalının İSİMSİZ isimli kitabını 2 okurumuza hediye ediyoruz.
SONUÇLANMIŞTIR.
Kazananlar;
Deniz Perpil
Zekiye Kamarı
Kendine kıvrılmış gül. Rengi dönmüş, ne beyaz ne de kül. Kıyıda ve kında. Tutulduğu anda kuyruk bırakan bir kertenkele. Kaygan ve git gide solmakta.
Kapkara gecelerde ve göz kamaştıran gündüzlerde, sarı sıcak yazlarda ve buz mavisi kışlarda, don tutturan soğuklarda ve dahi toprak çatlatan sıcaklarda; sesten, soluktan ırak kuytularda, gözden aşırı kuyularda
Çekilişe katılmak için;
1. KİTAP GEZEGENİ Grup sayfamıza üye olmak.https://www.facebook.com/groups/317476821782988/
2. Bu gönderiyi Facebookta herkese açık şekilde paylaşmak.
3. Tekin Yayınevinin sayfasını beğenmekhttps://www.facebook.com/tekinyayinevi?fref=ts
4. Blog sayfamıza üye olmak. http://tanyajaziri.blogspot.com.tr/
5. İsim soy isminizi yorum bölümüne bırakmanız gerekiyor.
Kargolar tarafımızdan karşılanacaktır.
Çekiliş 24.01.2015 tarihinde yapılacaktır.
Devamını oku »

15 Ocak 2015 Perşembe

Eserin Adı : Ruj Ormanı
Eserin Orjinal Adı : Lipstick Jungle
Yazar : Candace Bushnell
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2006,İstanbul
Yayın Evi : Artemis
Türü : Roman
Sayfa Sayısı : 528
Puanım : 3
Konusu : Neden kadınlar da erkekler kadar başarılı olmasın? İyi de başarıya ulaşmak için ne yapmak gerekiyor?Bir kadın başarılı bir kariyer, mutlu bir evlilik ve güzel bir çocuk, yani her şeyi bir arada istiyorsa, ne tür mesleki fedakârlıklar yapması gerekir?Başarılı kadınlar kötü insanlar mıdır?Ruj Ormanı, hayatında erkeklerin yerine başarıyı ve gücü koyan kadınların romanı. Bir meydan okuma gösterisi. Modacı Victory Ford, sinemacı Wendy Healy ve yayıncı Nico O'Neilly. Bu kadınlar moda, sinema ve yayıncılık dünyasından. 

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Kitap üç başarılı olmuş kadının dünyasına ışık tutuyor. Aslında başarılı olmanın bu başarıyı kaybetme korkusuyla birlikte geldiğine de. Dünyayı biraz tersine çevirmiş gibi, erkekler çalışmamayı tercih ediyor, kadınlarsa çalışıp eve bakıyor. Tabii New York sosyetesi ve iş yaşamındaki yükselme hırsı ve tüm bunların yanında, zengin, şımarık, hesapçı ilişkiler ağını da bol bol serpiştirmeyi ihmal etmeden. Bu noktada, özentilenmeye açık olan bu hayatların defolarını bol bol göstererek, erkek ve kadına dair ilişkiler ağını ortaya seriyor. Erkeksileşmiş kadınlarla, kadınlaşmaya doğru hızla evrilen erkeklerin hayatlarını ve roller değişse de, kazanılan paralar trilyonları geçse de, insanın yine insan olduğunu ve yaşanan duygular yönünden hiç bir statü farkının olmadığını vurguluyor. Bu noktasıyla, janjanlı diyebileceğimiz hayatların üzerinden bir sorgulamaya girip, o hayatların basit bir hayata göre olanaklarla dolu olsa bile daha çekilmez olduğunun da altını çiziyor.  Kadına başarılı olma şansını sınırlamayı sürdürürken, trilyonlar kazananların klübüne kadınların alınmadığını, aslında hala kadına karşı ayrımcılığın sürdüğünü de gösteriyor. 
Kısacası, ilişkilere, zenginliğe ve bunun getirileri olan ruj ormanlarındaki savaşa dair okumak isteyebileceğiniz eğlenceli, ama bazı zamanlar detayların içinde boğulduğunuzu hissedeceğiniz bir kitap. Moda, film dünyası, dergi yöneticiliği gibi hususların arkasına saklanmış başarılı ama mutsuz, başarılarına tutunmaya çalışan ve bu sebeple bunu kaybetme korkularıyla boğuşan, hayatın mutsuzluğunu iş yaşamındaki tatminlerde arayan, cinselliğini değil zekasını ön plana çıkarmış yeni kadının gücünü bol bol göreceğiniz bir eser. Keyifli Okumalar Dilerim.
Devamını oku »

12 Ocak 2015 Pazartesi


YENİ KİTAP ÇEKİLİŞİMİZ BAŞLAMIŞTIR. Selim Çiprut un 15 ocak ta çıkacak kitabı CIIVA yı bir okurumuza çekilişle hediye ediyoruz.
Çekilişe katılmak için;
1. KİTAP GEZEGENİ Grup sayfamıza üye olmak.https://www.facebook.com/groups/317476821782988/
2. Bu gönderiyi Facebookta herkese açık şekilde paylaşmak.
3. Blog sayfamıza üye olmak. http://tanyajaziri.blogspot.com.tr/
4. İsim soy isminizi yorum bölümüne bırakmanız gerekiyor.
Kargolar yazarımız tarafından karşılanacaktır.
Çekiliş 19.01.2015 tarihinde yapılacaktır.
Devamını oku »

10 Ocak 2015 Cumartesi

YENİ KİTAP ÇEKİLİŞİMİZ BAŞLAMIŞTIR. Ergül Yılmaz 'ın Kanatlanıp Uçmak isimli kitabını 3 okurumuza hediye ediyoruz.

100 şiirden oluşan bir serüvene hazır mısınız?

Çekilişe katılmak için;
1. KİTAP GEZEGENİ Grup sayfamıza üye olmak.https://www.facebook.com/groups/317476821782988/
2. Bu gönderiyi Facebookta herkese açık şekilde paylaşmak.
3. Blog sayfamıza üye olmak. http://tanyajaziri.blogspot.com.tr/
4. İsim soy isminizi yorum bölümüne bırakmanız gerekiyor.
Kargolar yazarımız tarafından karşılanacaktır.
Çekiliş 17.01.2015 tarihinde yapılacaktır.
Devamını oku »

7 Ocak 2015 Çarşamba

Eserin Adı : İsimsiz
Eserin Orjinal Adı : İsimsiz
Yazar : Gönül Çatalcalı
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2014,İstanbul
Yayın Evi : Tekin Yayınları
Türü : Roman
Sayfa Sayısı : 264
Puanım : 4
Konusu : Bir insanın hikâyesi, aynı zamanda "öteki"lerin de hikâyesi midir?Kelebek etkisi hangi okyanuslarda hangi dalgalara neden olur?Hayaller çalınabilir mi? Sevginin tarifi nasıl yapılır?Aynanın iki yüzünü aynı anda görmek olası mıdır?Bir ölüm kaç kişiye dokunur da geçer?Şimdi,Dikensiz gül bahçesi bekleyenlere bülbülün çilesini anlat. Sabaha dek yürekten özsuya karışan kanı… Azar azar, her an biraz daha tükenerek, nağme nağme yok oluşu, sızılı… Kim ki yürekten sevmez, ona dememeli / bu meseli. Kim ki anlamak istemez, o ne güldür ne diken… Soğumaya durmuş iklimde kıvılcım aramak yaz güneşinden, dilden dökülmeyeni ötekinin anlamasını beklemek kadar boş. Öyleyse ağustos böceği mi olmak gerek, bin im bırakmaktansa orman yoluna ekmek kırıntılarıyla. Hangi kulak duyarsa, hangi bedene ait.Geçmişin yükünü, seni var edenlerin kösnül ağırlığını sırtında taşımak nasıl bir eziyettir ki masumiyeti çiğner geçer. Aklın sınırları zorlanmaya, gizler kılıfından çıkmayagörsün. İşkencedir en eğlenceli oyun...Güncel olanla geçmişte kalan sarmalındaki okurun, alışılmadık bir anlatım, şaşırtıcı, dahası çarpıcı bir kurguyla, olayların içinde yaşıyormuşçasına hikâyeye dâhil olacağı bir roman: isimsiz...

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Kitabı ilk kez İstanbul Tüyap Kitap fuarında görmüştüm. Gördüğümde kapağından etkilenip okumam gerektiğini kafama not aldığım kitaplardan bir tanesiydi. Kapağının etkileyiciliği ve beni kendisine çekmesi boşuna değilmiş, okuyunca bunu anladım. İstanbul'un değişken havası ve kimliğinden insanın değişkenliğine vurgu yaparak başlıyor kitap. Karısını hazırladığı sürpriz doğum günü partisine götürmek için eve gelen Hakan'ın kendi yaşadığı sürprizle, karısını evde ölü bulmasıyla devam ediyor. Sürprizler kitabın bir metaforu aynı zamanda, tanıdığını sandığı on dokuz yıllık karısını hiç de tanımadığını bambaşka bir hayatı, bambaşka özlemleri olduğunu anlamasıyla yaşadığı yas durumunun içinden çıkmaya, hayatını sorgulamaya başlıyor. Tam bu noktada hayatları yaslarla geçmiş, kayıpların ne demek olduğunu bilen ve tüm hücrelerinde bunu hisseden hayatı anlamlandırmaya çalışan başka iki insanlar Talin ve Trevor'la karşılaşıyor. Onları birbirlerine yaklaştıran şey her ne kadar Hakan'ın kaybettikleri Artun'a benzemesi olsa da, aslında bağlarını oluşturan tam da bu kayıplarının ve yaslarının ortalığı oluyor. Hakan'ın acılarını anlamlandırmaya çalışmak Talin ve Trevor için dört yıldır içlerinde taşıdıkları yastan bir çıkış, hayatta sadece kendi acıları olmadığını keşfediş ve bu keşfedişle birlikte kendi kayıplarının Hakan'ın kaybından daha yaşanası olduğu, daha anlaşılır olduğu duygusuna tutuş süreci. Bu tutunuş, kendilerinden daha beter durumda olan ve yüreğindeki yangın yeni olan Hakan'a yardım etmek için harekete geçmelerini de tetikleyen süreç. 
Kitabın içinde oluşturulan ara bölümlerde, sözün bittiği yeri bir mum aleviyle aydınlatır gibi aydınlatmış kitabın içini. 
"Oysa hayat çok başlı bir ejderhanın avuçlarında sallanıp durmakta; bilmediği, anlamadığı bu, anlamak istemediği. Bir de onun görünmeyen yüzleri. Oyun bozucular... Pandora'nın kutusundan çıkıp dünyaya yayılan kötülük."
Hayatı karmaşaya, çok başlı bir ejderhaya dönen Hakan, hayatında var sandığı, bildiği mutluluğun halının altına süpürülmüş bir sürü kirli gerçeğin üstüne kurulmuş eğreti bir kale olduğunu idrak ettikçe, tutunduğu ve tanıdığını sandığı her şey elinde kalıyor, ancak yaşama tutunabilmesi için tüm gerçeği keşfetmek zorunda olduğunun da farkında çevresini saran dostlarıyla bir keşif yolculuğuna çıkıyor.
Sürükleyici ve heyecanlı atmosferinin yanı sıra, fedakarlığın ve dostluğun, vefanın ve intikam duygularının sorgulandığı kitap yeni bir yazar daha keşfetmeme sebep oldu. Keyifli Okumalar Dilerim.
Devamını oku »

5 Ocak 2015 Pazartesi

Eserin Adı : Elfabe
Eserin Orjinal Adı : Elfabe
Yazar : Mehmet Ali Bulut
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2014,İstanbul
Yayın Evi : Hayat Yayınları
Türü : Kişisel Gelişim
Sayfa Sayısı : 523
Konusu : El ve parmak yapılarımız ile yüz hatlarımız davranışlarımızı belirleyen genetik kodlar içerir. Bu genetik kodlama; kişinin iç hâllerinden, yeteneklerinden, hastalıklarından, başarılı ya da başarısız olabileceği girişimlerinden haberler verdiği gibi düşünce süreçlerini de belirler. Parmakların uzunluğu ya da kısalığı, avuç içindeki çizgiler, yükseltiler ve çukurlar hep bir şeylere işarettir.

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Bu konulara oldukça meraklı olduğumdan, kitabı görür görmez aldım. İyi ki de almışım, o kadar faydalandım ki size anlatamam. Konu hakkında bilgisi olmayanlara biraz detay vermek gerekirse, yazının icadından beri süregelen, Chirlogy, Palmistry, İlm-i Sima, İlm-i Kıyafe, Firase gibi adlarla anılan bir bilim dalı. El ve yüzdeki çizgilerden ve elin ve yüzün yapısından kişinin karakter özelliklerini ve yaşamında ortaya çıkacak muhtemel olayları, ruhsal durumunu, hastalıklarını, düşünce süreçlerini, olaylar karşısındaki alacağı tutumu, başarılarını, olası girişimlerini, olası düşmanlarını anlatıyor. Sümerler, Akadlar, Kadim Mısırlılar bu bilim dalından sıkça yararlanmışlar. Her asırda üzerine eklenerek günümüze kadar gelmiş. Bu ilmin bilinen ilk temsilcileri arasında Aristo yer alıyor. Orta çağda Muhyiddin İbn-i Arabi, Fahreddin El - Razi, İbn-i Sina gibi büyük islam alimleri bu hususta eserler yazmışlar. En ilgimi çeken bilgilerden bir tanesi de Müslüman İlm-i Sima cıların daha da ileriye gidip bir insanın vasfından, karakterinden o kişinin beden ve yüz şekillerini tasvir etmeleri, Sokrat, Aristo, Betlamyos'un eşkalleri üzerinde bu çalışmaları yapılıp kendilerini anlattıkları eserlerden hareketle resimlerinin çizilmesi oldu. 
Tabii ki kodları tecrübeye dayalı bir ilim. Yazar onun için adını Elfabe koymuş sanırım. Bir Alfabeyi öğrenmek gibidir, diyor bu ilim için. Ben de kitabın başından sonuna kadar okuduktan sonra bunu anladım. O kadar çok detay var ki, ince ince işlemiş yazar kitabı. Ama ilk okumada bile kendime dair bir sürü keşfim oldu. Ustalaştıkça ilerleyeceğim noktaları düşünüp şimdiden heyecanlanıyorum. Merak hepimizin doğasında var, kendimizi anlamlandırmamız, tanımamız, varoluşumuzun ince yanlarımızı keşfetmemiz için oldukça önemli bir kaynak İlm-i Sima bilimi ve bunu unutmak üzere olan hafızalarımıza yeniden kazandıran Elfabe kitabı. 
Kitabın fal ile bir alakası olmadığını, kişinin kendisini bilmesi noktasından hareket ettiğini yazar özellikle vurguluyor. Vurguladığı önemli noktalardan bir tanesi de, bu çizgilerdeki bilgilerin sabit olmadığı. Alınan eğitimle, kişinin kendini terbiye etmesiyle, farkındalık geliştirmesiyle bu kodlarda yazılan kaderi değiştirmesi veya hafifletmesi mümkün. El çizgileri bize bir kader olduğunu öğretir ama onu çabalarımızla değiştirebileceğimizin işaretlerini de verir. 
Farkında olmadığımız kabiliyetlerimizin, özelliklerimizin anlaşılmasında oldukça faydalı bir eser. Elimizdeki, avucumuzdaki, yüzümüzdeki işaretler nefsi kabiliyetlerimizi bize anlatıyor. Özellikle ilgimi çeken bir bilgi de sol elin yaratıcının bahşettiği bütün imkan ve yetenekleri anlatırken, sağ elin bu hazinelerden ne kadarını kullanabildiğimizi göstermesiydi. Çünkü bir türlü yorumlamayı hangi elimde yapacağımı kestiremiyordum. Hayat çizgisini tamamen yanlış bildiğimi fark etmemde ayrı bir güzellik oldu. Resimlerle öyle detaylı bir anlatım var ki, elimde üçgenler, kareler, yıldızlar, kesişmeler, çukurlar, noktalar bir sürü işaret buldum. Kendi elim hakkında bir farkındalık geliştirmemin yanı sıra (Mesela ben konik elli birisiyim), konik ellilerin sanata yatkınlığını da öğrenip oyuncu olmamın tesadüf olmadığını keşfetmekte ayrı bir hayret noktasıydı. Mutlaka okunması, incelenmesi, öğrenilmesi gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Yaratılışımızdaki bu ince detaylar, aslında kendimizi keşfetmemizdeki tüm aracıların bize en baştan beri verilmiş olduğunu öğrenmek insanın bu dünyada yalnız olmadığını, Allah tarafından sevilip korunduğumuzu bir kere daha hatırlatıyor. Böylece yaratıcının mükemmelliğini bir kez daha keşfetmiş oluyoruz. 

Devamını oku »
SONUÇLANMIŞTIR.
Kazanan :
Fatma Karabaş - Acar

YENİ KİTAP ÇEKİLİŞİMİZ BAŞLAMIŞTIR. Ken Grimwood 'nun KAYBOLUŞ kitabı 1 okuyucumuza hediye edilecektir.

Hayatınızı başka bir insanın bedeninde yaşasaydınız...Artık beyninin içine yerleştirilen küçük elektrotların kontrolündeydi...Artık zihninin sessiz bölgeleri uyanıktı ve kendi sesinde ona ait olmayan bir çığlık işitiyordu; yüzyıl öncesinden gelen... kurnaz, duygusal ve cani ruhlu birinin zihninde ve bedeninde yankılanıyordu bu ses.

Çekilişe katılmak için;
1. KİTAP GEZEGENİ Grup sayfamıza üye olmak.https://www.facebook.com/groups/317476821782988/
2. Bu gönderiyi Facebookta herkese açık şekilde paylaşmak.
3. Blog sayfamıza üye olmak. http://tanyajaziri.blogspot.com.tr/
4. İsim soy isminizi yorum bölümüne bırakmanız gerekiyor.
Çekiliş 13.01.2015 tarihinde yapılacaktır.
Kitabı bize hibe eden sayın Aylin Yabanoğlu na teşekkür ederiz.
Devamını oku »

3 Ocak 2015 Cumartesi

YENİ KİTAP ÇEKİLİŞİMİZ BAŞLAMIŞTIR. Mehmet Sena Günay 'ın Sebebi Sen isimli kitabını 3 okurumuza hediye ediyoruz.

SONUÇLANMIŞTIR
Kazananlar;
Berna Kökkülünk
Berna Altun
Melike Şahin

Hep eksik yaşadın beni
Ne sevebildin ölesiye
Ne de hissedebildin yüreğinde
Sonlandırdığın her cümlenin sonuna
Koyduğun nokta misali
Beni de sonlandırdın
Nihayetinde...

Çekilişe katılmak için;
1. KİTAP GEZEGENİ Grup sayfamıza üye olmak.https://www.facebook.com/groups/317476821782988/
2. Bu gönderiyi Facebookta herkese açık şekilde paylaşmak.
3. Blog sayfamıza üye olmak. http://tanyajaziri.blogspot.com.tr/
4. İsim soy isminizi yorum bölümüne bırakmanız gerekiyor.
Kargolar yazarımız tarafından karşılanacaktır.
Çekiliş 10.01.2015 tarihinde yapılacaktır.
Devamını oku »

1 Ocak 2015 Perşembe

Eserin Adı : Fi
Eserin Orjinal Adı : Fi
Yazar : Akilah - Azra Kohen
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2013,İstanbul
Yayın Evi : Goa
Türü : Roman
Sayfa Sayısı : 592
Puanım : 3.5
Konusu : Fi, deneyimin içinde kaybolmak yerine korkmadan deneyime sahip olmanın yolculuğudur, içinde bolca bulunan manipülasyon, seks, aldatma ve aldanma hikayeleri belki herkesin dikkatini çekebilir ama gerçeklerden yola çıkarak ulaşılmak istenen yerde sadece farkındalık vardır.Fi, güzelliğin lanetlendiği, zekanın yağmalandığı, iyinin kurban edildiği ve kasaba kurnazlığıyla yönetilen bu gezegende, içine doğduğumuz bu kutsal hayatı kutlamak için yazılmıştır. Kendi potansiyelini keşfetme cesareti gösterebilmiş gerçek kişilere, çatlama cesareti gösterebilmiş tohumlara adanmıştır.Bu kitap herkes için yazılmadı.Farkındalığın ne kadar önemli olduğunu, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, doğduğumuz andan itibaren olmamız gerekenden uzaklaştırılarak prototip bir toplum yaratığına dönüştürülmek için işkencelere maruz kaldığımızı, bu insansı hayvanın 'kişi' olabilmek için varlığı adına yapması gereken en önemli şeyin, kendini gündelik yaşamdan koruyarak bireyselliğini keşfetmesi gerektiğini, kutsal 'merak'ımızın kendi potansiyelimiz dışında her yere yöneltilerek zehirlendiğini,asıl değerli olanın bizim için önemsizleştirilmeye çalışıldığını fark etmiş ya da fark etmeye hazır herkes için yazıldı, gerisiyse hikaye...

Kitap Hakkındaki Yorumum :
Bundan önceki yorumlarımda kitaplardan tüyolar vermemek için kısa yorumlar yapmayı tercih etmiştim ama sanırım arada uzun uzadıya kitap incelemeleri de yapmak gerekiyor. Bunu ilk kez bu kitapta deneyeceğim. Kitap hakkında o kadar çok reklam yapıldı ki, bir süre sonra neymiş ya bu kitap bir bakıyım demekten kendimi alamadım. Genelde bu tip aşırı tanıtımı yapılan kitapların içeriğinin boş çıkması ihtimalini de göz önünde bulundurarak ve temkinli bir şekilde okumaya başladım. Nedense sosyal medyada çıkan tanıtımlardan, yorumlardan karşımda bir kişisel gelişim kitabı bulmayı bekliyordum. Hiç böyle bir kitap olmadığını öncelikle belirtmeliyim. Kitabın tarzı, Grinin Elli Tonu veya Gabriel'in Cehenneminin tarzına oldukça yakın. Kitabın ismi eski mısır ve yunanlılar tarafından bulunmuş olan fi sayısından geliyor. Bu sayı 1.168.. ve bir bütünün parçaları arasında gözlemlenen, uyum açısından en yetkin boyutları verdiği düşünülen geometrik ve sayısal bir oran bağıntısı. Mimari ve sanatta kullanılmış, irrasyonel bir sayıdır ve göze güzel gelen orantıyı temsil ettiği düşünülür. Kısacası altın orandır. 
Kitabın ismiyle birlikte ortaya atılan felsefe Tanrının çatlama cesaretini gösteren her tohumda, gördüğünün ötesini hissetmek için acıyı göze alan her ruhta, deneme cesaretini gösteren her düşüncede var olması ve korkusuzca, doğallıkla kendini deneyimlemesi olarak veriliyor. Fakat o kadar çok ve değişik felsefe yapılmış ki kitapta, her karakter kendi felsefesini yapmaya çalıştığı için çorba bir durum söz konusu, ana karakter olarak görülen Can Manay'ın muhtemel olan bir kimlik hırsızlığı durumu var ve buna dokun durulsa da net olarak açıklanmıyor. Kendisini nimetten sanan, üstün gören ve diğer tüm insanları aşağılayan bir egosantriklik seviyesine ulaşmış Can Manay, televizyonda bir psikoloji programının yapımcısı ve sanat dünyasına, sosyeteye oldukça yakın, o dünyada söz sahibi. İnanılmaz yozlaşmışlığını görmeyip, insanları kendi yaptığı ve her zaman karlı çıktığı alışverişte hiç bir zaman çatlama cesaretini gösteremeyecek olan tohumlar olarak etiketlemiş, tüm insanlardan tiksinen ve saplantılı bir karakter. Alışverişte başarılı olanların bu hayatta yaşayabileceğini geri kalan herkesin acınası bir hayata mahkum olduğunu düşünüyor. Kendisi hiç bir şekilde Fi oranlarına uymasa da bir Fi takıntısı olması da tüm bu itici özelliklerine daha fazla iticilik katıyor bence. Hayatımda bu kadar itici bir baş roman kahramanı görmedim desem yeri. Sefiller romanında ki Javert'in bile bir çekici, anlaşılır tarafı var.
Kitaptaki karakterlerin tamamı bir şekilde yoz olana bulaşmış, egoları şişkin ve itici karakterler. Yazarın tüm karakterlere bir öfke duyduğunu düşünüyorum ya da gerçek hale getirebilmek için karakterleri öylesine evirip çevirmiş ki sonuç bu iticilikle sonuçlanmış. Birbiri ardına felsefe yapan bunca karakterin tek bir kitapta toplanması, her birinin kendi felsefelerine körü körüne bağlılığı fikirlerdeki değişmezlik, bükülmezlik öylesine sirayet etmiş ki hikayeye sert bir kitap çıkmış ortaya. Kitabın bir yerinde deneyimleyerek değişmenin kendinden uzaklaşmak olduğunu söylerken, başka bir yerde deneyimi övüp, diğer bir karaktere deneyimlemek saçmalık ben oluyorum varoluşumun içinde dedirtiyor yazar. 
Bu felsefeden süzülmüş çıplak hikayede ise saplatılı bir aşkın peşinden giden bir adam Can Manay,  Ada ve Göksel, saplantılı bir tutku olan işlerinin peşinden giden Deniz ve Duru, saplantılı bir intikamın peşinden giden Özge, hayata saplanıp çıkamayan felsefe üstadı olmuş yirmi bir yaşındaki Bilge ve diğer karakterlerle çok zorlama olmuş. İnsanın temel dürtüsü cinsellik her yere bolca serpiştirilip, yaşamın ve bunca oluşun amacının cinsellik olup olmadığının sorgulanmasına yol açarken, gerçek hayatta göndermeler yaparak bu hikaye gerçek olabilir, dikkat demeyi de ihmal etmemiş yazar. En iyi diye tanımlayabileceğimiz karakterlerde bile bolca yoz bir yan bulundurup, kendi felsefesini, yani insanlığın nasıl yozlaştığının vurgusunu yapmış. 
Kitapta kendi adıma en çok Özge'nin hikayesiyle ilgilendim. Diğerlerine göre daha gerçek geldi bana onun hikayesi. Ama abartılı tanımlamalarla karakterlerin özelliklerini sürekli vurgulaması, başından sonuna karakterlerin özelliklerini anlatıp durması, sıkıcı olduğu kadar, dalgalanan karakterler de yaratmış. Sevgiden ve adına sevgi diyebileceğimiz duygudan tamamen uzakta duran kitap, bütün karakterlerin birbirine yabancı olan doğası ve hepsinin aslında alışveriş içinde olduğunu başında vurgulamasıyla, doğru bir şey yaptım ben diyor sonunda. Böyle olmalıydı, çünkü bu tamamen alışveriş aslında. 
Sevmediğim diğer bir yan da, her hikayenin sonunda gelecekte böyle oldu, şöyle olacak, bunu yaşayacak diye tüyolar vermesiydi. Zaman zaman merak ettiğim, zaman zaman sıkıldığım, felsefesi ve felsefe yapanı bol, seksle süslenmiş bir üst tabaka romanı okumak isteyenler kaçırmasın. Sanat camiasının bu kadar yoz bir yer olmadığını da bilmeyenlere, bir oyuncu olarak söylemek isterim. Keyifli Okumalar.
Devamını oku »