29 Aralık 2014 Pazartesi

YENİ KİTAP ÇEKİLİŞİMİZ BAŞLAMIŞTIR. Susanna TAMARO 'nun SONSUZA KADAR kitabı 1 okuyucumuza hediye edilecektir.

"SONUÇLANMIŞTIR"
Kazanan : Sonay Koparmal

Kırılganlığımız güce, kader bilgeliğe, trajediler aşka, zifiri karanlık içsel aydınlığa dönüşebilir."Öyle bir an oldu ki, ikimizin minik taşları düzgün biçimde yan yana düştüler. Ben bir adım atıyordum, sen de aynı uzunlukta bir adım atıyordun. Ben seni bekliyordum, sen bana yetişiyordun, ben sana ulaşıyordum, sen beni bekliyordun.

Çekilişe katılmak için;
1. KİTAP GEZEGENİ Grup sayfamıza üye olmak.https://www.facebook.com/groups/317476821782988/
2. Bu gönderiyi Facebookta herkese açık şekilde paylaşmak.
3. Blog sayfamıza üye olmak. http://tanyajaziri.blogspot.com.tr/
4. Düz Yazı Yayın evinin sayfasını beğenmek.https://www.facebook.com/duzyaziyayinevitr?fref=ts
5. İsim soy isminizi yorum bölümüne bırakmanız gerekiyor.


Çekiliş 06.01.2015 tarihinde yapılacaktır.

Kitabı bize hibe eden sayın Aylin Yabanoğlu na teşekkür ederiz.
Devamını oku »

27 Aralık 2014 Cumartesi

YENİ KİTAP ÇEKİLİŞİMİZ BAŞLAMIŞTIR. Düz Yazı Yayınevinin sponsorluğunda Zeynep Bonçe nin Kıyamet Üçlemesinin ilk kitabı PEYGAMBER'i 3 takipçimize veriyoruz.
"SONUÇLANMIŞTIR"
Kazananlar;
Elif Öz
Ayşe Serpen
Kadriye Gürel
Kendisi aynı zamanda bir senarist olan yazarın inanılmaz hızlı okunan bol maceralı kitabını kaçırmayın.
Yeni peygamber bir türk! Yani, sayılır.İlk randevusunda ekilen bir kız, hoşlandığı adamdan özür olarak şu cümleyi duyar: "Sana gelirken Cebrail'le karşılaştım." Bu roman, bir kıza bu cümleyi kurabilen bir adam hakkındadır ve bu adam kesinlikle bir yalancı değildir.Gönülsüz peygamber Ahmet'in Üsküdar'ın dar ara sokaklarından birinde başlayan macerası, peşine takılan Vatikan ve CIA ile ölümcül bir kaçışa dönüşür.


Çekilişe katılmak için;
1. KİTAP GEZEGENİ Grup sayfamıza üye olmak.https://www.facebook.com/groups/317476821782988/
2. Bu gönderiyi Facebookta herkese açık şekilde paylaşmak.
3. Blog sayfamıza üye olmak. http://tanyajaziri.blogspot.com.tr/
4. Düz Yazı Yayın evinin sayfasını beğenmek.https://www.facebook.com/duzyaziyayinevitr?fref=ts
5. İsim soy isminizi yorum bölümüne bırakmanız gerekiyor.
Çekiliş 03.01.2015 tarihinde yapılacaktır.
Devamını oku »
Eserin Adı : Altın Kuşun Mezarı
Eserin Orjinal Adı : Tomb Of The Golden Bird
Yazar : Elizabeth Peters
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2012,İstanbul
Yayın Evi : Epsilon
Türü : Roman
Sayfa Sayısı : 478
Puanım : 2
Konusu : Kral Tutankamon'un mezarının Krallar Vadisi'nde bulunduğuna inanan başarılı Eski Mısır uzmanı Emerson ve korkusuz eşi Amelia Peabody sert bir kayaya çarpar. Doğu Vadi'de çalışması yasaklanan Emerson, umutsuzca Lord Carnarvon'u ve Howard Carter'ı kazı haklarını devretmeleri için ikna etmeye çalışır. Fakat Emerson'un oyunu ters teper ve kendisinin ısrarlı istekleri, düşmanlarını Emerson ailesini uzak tutmakta daha da kararlı bir hale sokar.Mısır'da, Krallar Vadisi'nde Kral Tutankamon'un mezarının peşinde siyasi komplolar ve arkeolojik sırlarla örülü bir tarihi gizem...New York Times'ın çok satan yazarlarından Elizabeth Peters'ınheyecanla beklenen Amelia Peabody macerasında, Emerson ailesi aradıkları efsanevi mezarı bulmak üzereler. Ama kötü niyetli bir entrika ve karanlık bir aile sırrı nihai amaçlarına uzanan yolda karşılarında dikiliyor ve onları, hayatlarını sonsuza dek değiştirmekle tehdit ediyor...

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Kitap vadettiği hiç bir şeyi yerine getirmiyor ne yazık ki. Bir macera kitabı olduğu, hatta İndiana Jones sersinden daha iyi olduğu hakkında arkasında yazılmış olan yoruma kesinlikle kanmamak gerek. Bu vaatle yola çıkmamış olsa mısırda kazı yapmaya çalışan bir ailenin hikayesi olarak fena değil, ama beklenti içerisinde olunca büyük hayal kırıklığı. Bir seri kitabın on dördüncü kitabı olması ve serinin ilk kitapları basılmadan sadece bu kitabının basılması da bazı noktaları anlamakta zorlanmanıza sebep oluyor. Hikaye her ne kadar kendi içinde bağımsız da olsa karakterler sürekli önceki maceralara atıfta bulunuyorlar buna iyice anlam karmaşası yaratıyor. Son seksen sayfası hariç hiç bir aksiyon yok ve Mısır'ın ve Tutankamon'un hatırına okudum. Ama ne yazık ki oralarda da tatmin edici bir metin değil. Oldukça yüzeysel bir arkeoloji bilgisi ve oldukça sıkıcı ilerleyen bir hikaye. Çevirinin hatalarla dolu olduğunu da eklemeden geçemeyeceğim. Epsilon yayınlarına yakıştıramadığım bir kitap olmuş. Seri satmayacaksa ilk kitapları basmamak yerine hiç basmamak daha evla bence. Amelia Pebody serisi olarak bilinen bu seri ülkesinde baya meşhur anladığım kadarıyla ama diğer hikayelerini bilmeden bütünü hakkında yorum yapmak yanlış olur. Bu kitabını başarısız buldum. Keyifli Okumalar.
Devamını oku »

21 Aralık 2014 Pazar

YENİ KİTAP ÇEKİLİŞİMİZ BAŞLAMIŞTIR. LAURENT GOUNELLE in TANRI DAİMA TEBDİL-İ KIYAFET GEZER kitabı bir okurumuza hediye edilecektir.
"SONUÇLANMIŞTIR"
Kazanan;
Sevgi Söğüt
Mutluluğun kapını çalmasını bekleme, sen ona git

Hayatını değiştirecek roman bu işte!

Çekilişe katılmak için;
1. Facebook Grup sayfamıza üye olmak. https://www.facebook.com/groups/317476821782988/
2. Facebook'ta bu gönderiyi herkese açık şekilde paylaşmak.
3. Blog sayfamıza üye olmak. http://tanyajaziri.blogspot.com.tr/
3. İsim soy isminizi yorum bölümüne bırakmanız gerekiyor.
Çekiliş 29.12.2014 tarihinde yapılacaktır.
Kitabı bize hibe eden sayın Aylin Yabanoğlu na teşekkür ederiz.
Devamını oku »

19 Aralık 2014 Cuma


YENİ KİTAP ÇEKİLİŞİMİZ BAŞLAMIŞTIR. MERT NUSRET ERSAN ın İTİRAF EDİYORUM kitabı 3 okuyucumuza hediye edilecektir.
"SONUÇLANMIŞTIR"
Kazananlar;
Celal Aksoy
Hüseyin Karataş 
İsmail Aksoy
Savaşı kazanmak istiyorsan tek bir çıkış yolun var.İTİRAF ETMEK.İtiraf etmediğin her an Azrail benliğinin mezarına bir kürek daha vuracak.Artık itiraf etme zamanı geldi.Benliğinin yok olmasına izin verme.İçindeki karanlığı sonsuzluğa göm.

Çekilişe katılmak için;
1. Grup sayfamıza üye olmak. https://www.facebook.com/groups/317476821782988/
2. Bu gönderiyi herkese açık şekilde paylaşmak.
3. Blog sayfamıza üye olmak. http://tanyajaziri.blogspot.com.tr/
3. İsim soy isminizi yorum bölümüne bırakmanız gerekiyor.


Çekiliş 27.12.2014 tarihinde yapılacaktır.
Devamını oku »
Eserin Adı : Elektra
Eserin Orjinal Adı : Elektra
Yazar : Sophokles
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2003,İstanbul
Yayın Evi : Bordo Siyah Yayınları
Türü : Tiyatro Oyunu
Sayfa Sayısı : 120
Puanım : 4.5
Konusu : Klasik Yunan tragedyalarının olduğu gibi "Elektra" tragedyasının seyircisi de, kraliçe Klytaimnestra'nın, donanmasından rüzgarı esirgeyen tanrılara öz kızı Iphigenia'yı kurban eden Agememnon'dan korkunç bir intikam aldığını ve sonrasını bilmekteydi...

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Bir oyuncu olarak klasik yunan tragedyaları ve Sophokles dönemi hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. Bu eserlerin günümüze kadar ulaşmış olması bile onları mükemmel yapıyor kanımca. Sophokles İ.Ö. 497 - 406 yıllarında Atina'da yaşamış bir oyun yazarı. Bu dönemde peş peşe üç büyük oyun yazarının geldiğini görüyoruz. Sophoklesten yirmi beş yaş büyük Aiskhylos (525-456) ve kendisinden on iki yaş küçük Euripides (485-407). Sophokles bu ikisi arasında birleştirici bir ara halka görevi görmüştür. Klasik tiyatronun içeriğinden çok, sahneye koyma uygulamasına yenilikçi katkılar sağlamıştır. Bu eserlerde dönemin eğilimleri, politikaları, entelektüel akımları, mitosla harmanlanarak sunulurken, tek tek olaylar, bu mitik örgünün içinden ayrıca tarihsel gerçeklikler olarak öne çıkarılır. Sophokles'in 123 oyunu olduğu sanılmakta, ancak bunların 114'ü bilinmektedir. Birbiri ardına dört parçadan oluşmuş klasik tiyatronun içerik çatısını terk ederek, bütünlüklü tek parça oyunlara geçmiştir. Aiskhylos tragedyaya ikinci oyuncuyu sokmuştur, Sophokles bir adım daha atarak üçüncü oyuncuyu sahneye sürer. Bu gelişme dikkatlerin oyunun içeriğiyle birlikte artık, oyuncuya ve role kayması demektir. Dolayısıyla da oyunculuk önem kazandıkça rol ile oyuncu arasındaki uygunlukta önem kazanmıştır. Koro şarkıcılarını da on iki den on beşe yükseltir. Fona görüntü yerleştirme geleneği de yine Sophokles tarafından başlatılan bir uygulamadır. Kendisine örnek aldığı Aiskhylos gibi ağırlıklı olarak oyunlarında Troya ve Tebai' yi işlese de içerik de daha eleştirel bir bakış açısı geliştirerek bu alanda da bir yenilik geliştirir.Dilde de bir devrim yaparak oyuncuları normal konuşma diline yakın konuşturur. En bilinen oyunları ; Antigone, Odipus ve Elektradır. 

Elektra da, annesi ve aşığı tarafından öldürülen babasının intikamı için, küçük kardeşini ülke dışına gönderen ve dönüp intikamını alması için gün sayan Elektra'yı görüyoruz. Annesi ve aşığından oluşan yönetime yaltaklanmadığı için aşağılanan ve hizmetçilik yapmaya zorlanan Elektra tüm umutlarını erkek kardeşi Orastes'tedir. Ülkeye dönen Orastes gizlenerek ve kendisinin öldüğünü bildirerek saraya sokulur ve annesinden ve aşığından babasının intikamını alır.
Devamını oku »

17 Aralık 2014 Çarşamba

Eserin Adı : Perg Efsaneleri 1. Kitap : Korkak ve Canavar, 
Perg Efsaneleri 2. Kitap : Merderan'ın Sırrı,
Perg Efsaneleri 3. Kitap : Bataklık Ülke,
Perg Efsaneleri 4. Kitap : Tanrıların Alfabesi.
Yazar : Barış Müstecaplıoğlu
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2002,İstanbul
Yayın Evi : Metis, İthaki
Türü : Fantastik 
Sayfa Sayısı : 312, 277, 284, 243
Puanım : 4
Konusu : Perg Efsaneleri 1. Kitap : Korkak ve Canavar
Eserleri 8 dile çevrilen ve özellikle Çin'de büyük bir ilgi toplayan Barış Müstecaplıoğlu'nun Perg Efsaneleri serisinin ilk romanı Korkak ve Canavar, Türkiye'de fantastik kurgu edebiyatının da ilk romanı. Günümüzde bir klasik olan bu eser, hayal gücü ile insani duyguları buluşturma başarısıyla birçok okulun edebiyat derslerinde okutuluyor.Bize yeni bir diyarı keşfetmenin tadını yaşatırken, aslında insanın kendini keşfetmesini anlatan Korkak ve Canavar'da, sıradışı kahramanlarımız Leofold ve Guorin'in sürprizlerle dolu yolculuklarına eşlik ediyoruz. Perg Efsaneleri, bizden farklı olanı, farklı görüneni ve farklı yaşayanı sevebilmek üzerine yazılmış en güzel öykülerden biri...

Perg Efsaneleri 2. Kitap : Merderan'ın Sırrı,
Leofold, Guorin ve Nume... Korkunç bir canavar, kendi halinde bir köylü ve dışlanmış bir prom. Biri içindeki tüm korkulara karşı koydu, biri hayatındaki en değerli varlığı feda etti. Perg'i saran savaşı durdurmak için tanrıların karşısına dikildiler. Korsan gemilerini kovalayıp, korkunç yaratıklarla savaştılar.Kahramanlarımız, Merderan'ın Sırrı'nda Öte Diyarlar'dan Perg'e dönüyorlar ve gizemli bir kadının eşliğinde zorlu bir yolculuğa çıkıyorlar. Peşlerindeyse özgürlüklerini bu üç garip adama borçlu olduklarını bilmeyen eğitimli avcılar var. Bu ölüm-kalım savaşnıd hayatta kalabilmek için amansız bir mücadele vermeleri gerek.Perg Efsaneleri'nin bu ikinci kitabı, hayal gücünü zorlayan bir ortamda, önyargılar, entrikalar, fedakarlık, aşk, hastalık ve acı üzerine soluk kesen bir öykü...

Perg Efsaneleri 3. Kitap : Bataklık Ülke
Kahramanlarımız verdikleri söz uğruna efsanevi gemi Durkgador ile Perg'in gizemli topraklarına doğru yelken açtılar. Hakkında pek az şey bilinen Fuoli'de onları yeni düşmanlar, yeni dostluklar ve bir çok sürpriz bekliyor. Medeniyetleri cam üzerine kurulu burfenlerle tanışacak, Fuoli'nin şaşırtıcı doğasını ve ilginç bataklık yaratıklarını keşfedecekler. Öte yandan Bataklık Ülke, tüm adanın sonu olabilecek bir inanç savaşının eşiğinde ve birileri bu savaşı ne pahasına olursa olsun önlenmeli...İnancı uğruna her şeyi göze almış bir Emir, ikiye bölünmüş bir ülke, kayıp bir veliaht, gizli bir örgüt, yasaklanmış dağlar ve özgürlüğün yaşanabildiği tek bir saklı kamp.Sevginin ve özgürlüğün değerini bilenler için...

Perg Efsaneleri 4. Kitap : Tanrıların Alfabesi
Her yolculuğun bir sonu vardır. Her mutluluğn ve her acının birsonu olduğu gibi.Perg Efsaneleri'nin bu son cildinde Leofold, Guorin, Nume ve Nela'nın yolculukları da onlara hem çok tanıdık hem de çok yabancı olan topraklarda son buluyor. Kendileri ve sevdikleri hakkında tüm sırları öğrenecekleri Dernat'ta, kahramanlarımızı yine pek çok sürpriz bekliyor. Ve bir maceradan çok daha fazlası...

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Ülkemizden bir yazarın alternatif dünya yarattığı bu fantastik kitaplar, oldukça başarılı bir seri. Ön yargılı yaklaştığımı kabul ediyorum. Fantastik bir dünya yaratmada ve konusu itibariyle bizi de bu dünyaya çekmede oldukça başarılı olan dünya edebiyatı yazarları yanında ne denli başarılı olmuştur ki diye düşündüğüm kitaplar beni oldukça şaşırttı. Sakil kalan hiç bir yeri yok, sizi olayın içine çekiyor ve merak duygunuzu her daim taze tutuyor. Bitmese devamı da olsa diyorsunuz. Son derece yakışıklı bir şovalye olan Leofold, askere gitmemek için numara yapıp, karısı ver çocuğunu bile koruyamayacak kadar korkak olan Duorin, Perg'i kurtarmak için yolculuk yapan büyücü Geryan, korsanlar, öteki dünya, tanrılar, büyücüler, sevimli ve korkunç yaratıklar. Sekiz yüz yaşında bir Prom olan Nume, acılar içinde kıvranan güzeller güzeli Nela ve tabii Leofold'un herkesi şaşırtacak nişanlısı Ermira. Kısacası fantastik sevenler için tadı damaklarında kalacak nefis bir hikaye. Keyifli Okumalar Dilerim.
Devamını oku »

15 Aralık 2014 Pazartesi

YENİ ÇEKİLİŞİMİZ KEN GRIMWOOD un SİL BAŞTAN kitabı için. "SONUÇLANMIŞTIR"
Kazanan : Tobias Riper
Bir kişiye bu kitabı hediye ediyoruz.
Ken Grimwood'un sıradışı eseri Sil Baştan, zihninize şu soruyu kazıyor: Geçmişte yapmış olduğunuz hataları bilerek hayatınızı tekrar, tekrar ve tekrar yaşamak zorunda kalsaydınız ne yapardınız? 43 yaşındaki Jeff Winston bu şansı birkaç kez elde eder. Heyecanını yitirdiği evliliği ile geleceği olmayan işi arasında sıkışıp kalmıştır ve hiç beklenmedik bir anda ölüverir. Tekrar hayata gözlerini açtığında ise takvimler 1963 yılını göstermektedir. O sabah 18 yaşında, üniversite yatakhanesinin duvarlarına bakarak uyanır. Her şey eskisi gibidir... Tek bir fark dışında: Jeff geleceği avucunun içi gibi bilmektedir.
Çekilişe katılmak için;
1. Grup sayfamıza üye olmak.
2. Bu gönderiyi herkese açık şekilde paylaşmak.
3. Blog sayfamıza üye olmak. http://tanyajaziri.blogspot.com.tr/
3. İsim soy isminizi yorum bölümüne bırakmanız gerekiyor.


Kitap için bize destek olan sayın Aylin Yabanoğlu na teşekkür ederiz.

Çekilişimiz 22.12.2014 tarihinde yapılacaktır.
Devamını oku »
Eserin Adı : Sil Baştan
Eserin Orjinal Adı : Replay
Yazar : Ken Grimwood
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2010,İstanbul
Yayın Evi : Koridor
Türü : Roman
Sayfa Sayısı : 370
Puanım : 3
Konusu : Ken Grimwood'un sıradışı eseri Sil Baştan, zihninize şu soruyu kazıyor: Geçmişte yapmış olduğunuz hataları bilerek hayatınızı tekrar, tekrar ve tekrar yaşamak zorunda kalsaydınız ne yapardınız? 43 yaşındaki Jeff Winston bu şansı birkaç kez elde eder. Heyecanını yitirdiği evliliği ile geleceği olmayan işi arasında sıkışıp kalmıştır ve hiç beklenmedik bir anda ölüverir. Tekrar hayata gözlerini açtığında ise takvimler 1963 yılını göstermektedir. O sabah 18 yaşında, üniversite yatakhanesinin duvarlarına bakarak uyanır. Her şey eskisi gibidir... Tek bir fark dışında: Jeff geleceği avucunun içi gibi bilmektedir. Futbol ligi final maçlarından at yarışlarına kadar kimin kazanacağını, Wall Street'te köşeyi dönmek için hangi şirketlere yatırım yapmak gerektiğini... Yalnız, bilmediği bir şey vardır: Neden hayatını sil baştan yaşamak zorundadır? Sevdiği her şeyi ve herkesi kazanıp kaybetmeye daha ne kadar devam edecektir? Birçok dile çevrilen ve listeleri alt üst eden Sil Baştan hayatın karmaşık döngüsünü sorgularken hayal gücünüzü de sonuna kadar zorluyor. "Uzun zamandır okuduğum en sıradışı, en sürükleyici roman."-Dean Koontz-"Grimwood olağanüstü gözlem yeteneği, üslubu ve orijinal kurgu yeteneğiyle benzerlerini fersah fersah gerilerde bırakıyor."-Publishers Weekly-

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Enteresan kurgusu olan kitaplardan bir tanesi daha. Tekrar tekrar dünyaya gelmeyi sürdüren ve öldüğünde aynı güne tekrar dönüp yaşamaya tekrar başlayan bir adımın hikayesi. Sürükleyici ve hızlı okunuyor. Merak unsurunu sonuna kadar koruyor. Bütün yaşamları aynı bilinçle yaşasaydık ne olurdunun cevabını da vermesi açısından benim için okumak enteresan bir deneyim oldu. Kişisel Gelişim noktasında da bana faydası olmuştur. Bizler bilmediğimiz bir hayatı yaşadığımız için endişeler içerisinde olabiliyoruz, ancak bilseydik bunun sıkıcılığını da yaşayıp yine şikayet ederdik. Bu noktayı iyi yakalayıp anlatıyor. Ve kendileştirmenin unsurlarına da değiniyor. Kendisi gibi olduğunu keşfettiği birisinin peşinden koşturması ve birlikte hayatı sürdürmeye başlamaları bunun en güzel örneği kitapta. Keyifli Okumalar Dilerim.
Devamını oku »

12 Aralık 2014 Cuma

YENİ HEDİYE KİTAP ÇEKİLİŞİMİZ 


SAYIN EKİN DUMAN 'ın SÜRÜDEN AYRILANI KURT KAPMAZ isimli kitabını bir kişiye hediye ediyoruz. "SONUÇLANMIŞTIR"
Kazanan : Gülseren Özkurşun

Sürü bilincinde yaşayan insan gücünü teslim etmeyi, her durumda kurtarıcı beklemeyi, sorumluluğu başkalarına atmayı çok sever. Yaşamının sorumluluğunu almak ve onu yönlendirmek yerine, olaylara bilinçsiz tepkiler vererek ya da vermeyerek yaşar. Oyun içinde bir figüran gibidir. Kendisine biçilen rolü oynamaya çalışır. Genel çoğunluğun doğrularını kendisine edinir.
Yazar kitabında, bu sihirli, dönüşümün yollarını, kendinizle çalışırken kullanabileceğiniz formülleri, nasıl bir seçim yapabileceğinize dair genel perspektifi sunarken, kendi deneyimlerinden de örnekler paylaşıyor. Sade ve basit bir anlatımla kendinizle ve kendi yaşamınızla ilgili farkındalık kazandıran ve sürüden ayrılma cesareti aşılayan bir başucu kitabı bu.

Çekilişe katılmak için;
1. Facebook Grup sayfamıza üye olmak.
1. Facebook'ta bu gönderiyi herkese açık şekilde paylaşmak.
2. Blog sayfamıza üye olmak. http://tanyajaziri.blogspot.com.tr/
3. İsim soy isminizi yorum bölümüne bırakmanız gerekiyor.

Çekiliş 20.12.2014 tarihinde yapılacaktır.
Devamını oku »
Eserin Adı : Öteki Kadının Pabucu
Eserin Orjinal Adı : The Other Woman's Shoes
Yazar : Adele Parks
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2009,İstanbul
Yayın Evi : Artemis
Türü : Roman
Sayfa Sayısı : 536
Puanım : 3.5
Konusu : Biz kadınların baş koyduğu bir mevzudur aşkı aramak. Davulun sesi uzaktan hoş gelir de, acaba başka bir kadının ayakkabılarıyla yürümek sanıldığı kadar kolay mı ki? O çok özendiğiniz ayakkabı ya ayağınızı vurursa...Eliza ve Martha iki kardeş. Tek ortak yanları da bu. Biri daha domestik, biri daha özgür. Görünüşte herkes halinden memnun. İşler tıkırında. Kol kırılır yen içinde kalır demişler. Onlar için de kırılmış tüm kollar kırılacağı kadar işte. Farkına bile varmadan olmuş. Ve günlük hayatın rutin akışı bir anda bozulmuş. Öyle gelişmeler yaşanmış ki, iki kadın da alyansın hiçbir şeyin güvencesi olmadığına uyanıvermiş. Şimdi artık ikisinin kafasında da aynı soru...Kusursuz aşk diye bir şey var mı? Ya kusursuz hayat? Konumuz Evergreen kardeşler. Siyah ve beyaz, elma ve armut, Lillith ve Havva kadar farklılar. Yalnız ortak bir özellikleri var. ımrenme sınırlarını istemeden de olsa ihlal edip birbirlerinin aşk hayatını kıskanmaktan kendilerini alamıyorlar. Kardeşlerden Martha ve eşi Michael'ın kusursuz bir yuvası, kusursuz bir ailesi ve kusursuz bir evi var. Elbette Martha'nın başına bedbaht bir şeyler gelene dek. Diğer kardeş Eliza ve erkek arkadaşı Greg ise çokça müzik ve aşkla dolu tek odalı bir dairenin kiracıları. Elbette Eliza'nın başına sarsıcı sonuçlara sebep olacak bedbaht bir şey gelene dek. Evergreen kardeşlerin artık yeni bir ortak özelliği daha var. Atmosferde bağımsızlık rüzgarları esmeye mi başlayacak ne! Harika mı? Öyle mi acaba? Değil mi yoksa? Kusursuz bir aşk var mı? Ve kusursuz aşkı aramak, hele hele 'öteki kadının pabucu'nu giymeye kalktığınızda daha da mı içinden çıkılmaz bir hal alıyor? Hep şöyle deriz aramızda. Çılgıncasına tutkulu ve gerçek bir aşk istiyorum. Hayat da bize cevabı yapıştırır hemen. Kaderine katlan, inancını yitirme emi! Martha ve Eliza'nın da işi zor tabii.

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Okuduğum en eğlenceli ilişkiler üstüne kitaplardan bir tanesi diyebilirim. İki kardeşin öyküsünü anlatıyor. Martha kardeşlerden kusursuz olanı, titiz, tam bir ev hanımı ve ideal bir anne kendini evine ve eşine adamış, lüks içinde ve mutlu bir yaşamı var! Eliza ise tam tersidir. Düzensiz bir ev, düzensiz bir iş, düzensiz bir hayat. Bir gün pabuçlar ters giyilir. Eliza ablası gibi olmak için hayatının aşkını terk eder ancak aynı anda Martha'nın bu kusursuzluktan sıkılmış kocası Martha'yı terk eder. Ve dönüşüm başlar Martha gittikçe Eliza'ya benzer hayatının aşkını bulur. Eliza ise Martha'nın çevresindeki adamlarla çıkmaya başlar. Ortaya da oldukça keyifli, hızlı okunan bir ilişkiler romanı çıkar. Bu tarzı seviyorsanız, keyifle okuyabilirsiniz. Sevgiler.
Devamını oku »

10 Aralık 2014 Çarşamba

Eserin Adı : Yuvaya Yolculuk
Eserin Orjinal Adı : The Journey Home
Yazar : Kryon
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2000,İstanbul
Yayın Evi : Akaşa
Türü :Kişisel Gelişim
Sayfa Sayısı : 304
Puanım : 4.5
Konusu : Bu büyüleyici mesel, görünüşte sıradan bir adamın, Michael Thomas'ın öyküsünü anlatır. O, Amerikan normallik -ve hoşnutsuzluk- ikonunu temsil etmektedir. Ölümden döndüğü bir olaydan sonra, Michael bilge bir melek tarafından ziyaret edilir ve bu melek ona hayattan gerçekten ne beklediğini sorar. Michael, tek isteğinin Yuva'ya dönmek olduğunu söyler!Yuva'ya dönebilmesi için, Michael'in önce, meleklerle, bilge öğretmenlerle ve hatta karanlık varlıklarla dolu şaşırtıcı bir yerde, bir dizi serüven ve sınavdan geçmesi gerekmektedir. Bu onun hayal edemeyeceği kadar duygusal, mizah dolu ve huşu verici bir yolculuk olacaktır.Yuvaya Yolculuk'un öyküsü Kryon tarafından ilham edilmiş ve Lee Carroll tarafından yazılmıştır."Bu muhteşem mesel, temel spiritüel gerçeklerle ve bu sorunun yanıtını Yuvaya Yolculuk'ta bulabilirsiniz."- The Messenger"Yuvaya Yolculuk, benim en sevdiğim yazarlardan birinin son çalışması ve tüm eserleri arasında en iyi olandır. Lee Carroll bize büyük bir nehir gibi akan, çok iyi yazılmış bir kitap sunmakta. Ve bu nehir bizi gerçek, umut, kader, farkındalık ve yuva gibi yerlere götürmektedir!"- Richard

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Hayatımda kişisel gelişimle ilgili okuduğum en içe dokunan en güzel hikayelerden bir tanesi. Hikayenin içerisine öyle bir giriyorsunuz ve yapılan yolculuğu hissediyorsunuz ki. Kryon kitaplarının bazılarını okudum, genellikle daha kanal mesajı tarzındadırlar. Ancak bu kitapla birlikte cidden eksenini çok değiştirmiş Kryon. Bütün kitaplarında bizi çok sevdiğini hatırlatır ve bu kitabında onu çok fazla hissettim. Michael Thomas'la birlikte keşke ben de o yolculuğu yapsam diye düşünüp, çok kıskandığım anlar oldu. Tekamül yolunda ilerlememi güçlendiren ve bana ilham veren bir kitaptır. Çok kişinin okumuş olduğunu düşünüyorum ama okumayanlar varsa o ilhamı bulabilmeleri için paylaşmak istedim. Keyifli Okumalar Dilerim.
Devamını oku »
Eserin Adı : Kıyamet Üçlemesi 1. Kitap - Peygamber
Eserin Orjinal Adı : Kıyamet Üçlemesi 1. Kitap - Peygamber
Yazar : H.Z. Bonçe
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2014,İstanbul
Yayın Evi :
Türü :
Sayfa Sayısı : 344
Puanım : 3.5
Konusu : Yeni peygamber bir türk! Yani, sayılır.İlk randevusunda ekilen bir kız, hoşlandığı adamdan özür olarak şu cümleyi duyar: "Sana gelirken Cebrail'le karşılaştım." Bu roman, bir kıza bu cümleyi kurabilen bir adam hakkındadır ve bu adam kesinlikle bir yalancı değildir.Gönülsüz peygamber Ahmet'in Üsküdar'ın dar ara sokaklarından birinde başlayan macerası, peşine takılan Vatikan ve CIA ile ölümcül bir kaçışa dönüşür. Düşmanları sahip oldukları tüm teknolojiyi ve insan gücünü Ahmet'i yakalamak üzere seferber ederlerken Ahmet'in hayatta kalmak ve peygamberliğini yaymak için sahip olduklarının listesi şu şekildedir: İnsan gücü olarak kötürüm annesi ve yeni kız arkadaşı; teknoloji olarak bir Reno Twingo; silah olarak da... Iıı, silah yok! Kıyamete kadar sürecek olan macera başlıyor!

Kitap Hakkındaki Yorumum :

2000 yıl önce doğması gerekirken bir şekilde atlanmış bir peygamber olan Ahmet'in günümüzde peygamber olmasına karar verilir. Önünde büyük bir sınav vardır, bu tip bir şeye artık inanmayacak noktaya gelmiş insanlığı inandırmak. Yoksa bu aslında başkasının sınavı mıdır? İşin içine karışmayan kalmaz ve ortaya bol kovalamacalı, kurşunların havada uçuştuğu bir macera çıkar. Baş Melek Gabriel'in biraz sinir bozucu tavrını çok sevdim. Beni şaşırtan kitaplardan bir tanesi oldu. Fantastik kitap deyince belli başlı yayın evlerini bildiğimiz için, bu pek de bilinmeyen yayın evinin kitabına biraz ön yargılı yaklaştığımı kabul etmeliyim. Hele de yazarın Türk olduğunu öğrendiğimde. Ama okuyunca, yabancı bir yazardan aşağı kalır bir kaleminin olmadığını gördüğüm, su gibi akan merak ettiren bir kitap olmuş. Bir de bu tip bildiğimiz konuları büken, değiştiren ya da üstünde oynayan kitapları sevdiğim için, bir solukta okudum diyebilirim. Kitabın tatlı bir mizah tarafı da var. Yazarın bir senarist olduğunu öğrendiğimde, kitabın neden bu kadar hızlı aktığını da anlamış oldum. Film kareleri gibi hızlı ve doluydu. Kapağı konusunda biraz daha ilgi çekici bir dizayn yapılabileceğini düşünüyorum. Keyifli Okumalar Dilerim.
Devamını oku »

8 Aralık 2014 Pazartesi

Eserin Adı : Bir Geyşanın Anıları
Eserin Orjinal Adı : Memoirs of a Geisha
Yazar : Arthur Golden
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2000,İstanbul
Yayın Evi : Altın Kitaplar
Türü : Roman
Sayfa Sayısı : 559
Puanım : 4
Konusu : Japonya'nın en ünlü geyşasının gerçek anılarının kusursuz bir içtenlik ve ince bir lirizmle anlatıldığı bu romanda, bakire kızların açık artırmalarda en yüksek fiyatı veren alıcıya satıldığı; kadınların iktidarı elinde tutan erkekleri oyalamak için eğitildikleri; aşk hayallerine küçümsenerek bakıldığı, dış görünümü görkemli bir dünya gözlerimizin önüne seriliyor. (İç Kapak'tan)Şaşırtıcı, soluk kesici Aklınızı başınızdan alacak- The Whasington Post Book World - "Bu destansı roman hızla yok olan bir dünyayı gözler önüne seriyor"-The Times - "Büyüleyici... anlatı sanatının en güzel örneklerinden biri... okumaya doyulmuyor."-Observer - "İnanılmaz bir düş dünyasına sahip olan Golden, Sayıri'nin anılarını şiirsel bir dille anlatıyor."-Independent - "Bu olağanüstü kitap yok olmuş bir dünyayı tüm ayrıntılarıyla okurlara sunuyor. -Daily Mail - Kitap çıktığı günden itibaren Amerika ve Avrupa listelerinde bir numara olmuştur.

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Açıkçası bir kadın olarak Geyşalara ve bu sisteme karşı olsam da, kitabı bu duygularımdan tarafsız değerlendirmem gerektiğini düşünüyorum. Bunu ne denli başarabileceğimi bilemesem de. Elbette kitapta anlatılan Geyşalığın fahişelikten daha üstün görülen fahişeliğin bir çeşidi olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. İnsan onurunu bu kadar zedeleyen başka bir durum olamaz herhalde. Bir de ailelerin bu işi kutsal sayıp, çocuklarının bu yolda ilerlemelerini desteklemeleri, bunları yetiştiren okulların olması hiç birini aklamıyor. Kitap bir roman, sistem gerçekten böyle midir? Bunlar mı oluyordu, böyle mi Geyşa olunuyor tam olarak bilmiyorum. Hiç merak etmedim ve araştırmadım da. Döneminin oldukça popüler bir kitabı olduğu için bir süre sonra görmezden gelemeyip ben de okudum. Kitap detay örgüsüyle, bir hayatı tanımlamasıyla tartışmasız bir başarıya sahip, ama o kadınların hallerini okumak her sayfada beni biraz daha fazla üzdü. Para uğruna bir cinsin bu denli alçaltılması, yükseltildiğini idda edip alçaltılması korkunç. Bazı kitaplar böyledir, sizi rencide eder, üzer, itici gelir ama yine de okunmalıdır. Ders almak ve anlamak için. Keyifli Okumalar Dilerim.
Devamını oku »
Eserin Adı : Athena - Çalınmış Güzellik
Eserin Orjinal Adı : Stealing Athena
Yazar : Karen Assex
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2010,İstanbul
Yayın Evi : Artemis
Türü : Tarihi Roman
Sayfa Sayısı : 552
Puanım : 4
Konusu : Güzelliğini taşlara fısıldamıştı. Aşkı rüzgarlara eşti. Yeşil gözleri yüzyıllara yayıldı...Yüzyıllar ötesinden aşka, aşkın büyüsüyle sonsuzluğa... Taşların anlatacak çok öyküsü var!Elgin Mermerleri neredeyse iki yüzyıldır British Museum'da sergileniyor. Eser, bulunup müzeye getirildiği günden bu yana sayısız tartışmaya yol açtı. Tarihine, öyküsüne ya da yapılış macerasına dair farklı görüşler yıllar boyu dallanıp budaklandı. Öyle ki Elgin Mermerleri hakkında söylenenler eserin önüne geçti yıllar içinde... Ardındaki hikaye hep merak uyandırdı.Napolyon döneminin sonu gelmez savaşları dünyayı kana buluyordu. Güzelliğiyle nam salmış, yirmi bir yaşındaki, yeni evli Elgin Kontesi ise bu kargaşanın içinde Osmanlı İmparatorluğu'nun önde gelen yöneticilerini büyülemeye çalışıyordu. Çünkü kocası, Parthenon heykellerini İngiltere'ye götürmek istiyordu ve mutlak bir izne ihtiyacı vardı. Mary, bu uğurda cazibesini, hatta bedenini kullanmaktan bir an bile çekinmeyecekti. Mary Nisbet'in tüm bu oyunları oynamasından yüzyıllar önceyse, adını tarihe kazımak isteyen başka bir kadın yaşamıştı Atina'da. Perikles'in metresi Aspasia, zekasını ve cazibesini kullanarak tüm dünyanın görüp görebileceği en benzersiz eserleri inşa ettirme hayaline adamıştı kendisini. Aşk, her zaman aşk, merak, açgözlülük ve şeref... Aspasia ve Mary, hırslarını, acılarını hissedebilmeniz için sizi yüzyıllara yayılan bir gezintiye davet ediyor.

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Tarihi romanları ayrı bir sevdiğimi belirtmiştim. Tarihi romanlarıyla ünlü yazarın literatüre Elgin Mermerleri olarak geçen ve 1800 lü yıllarda Osmanlı İmparatorluğuna elçi olarak atanan iskoçyalı büyük elçi Lord Thomas Bruce Elgin ve Karısı Mary'nin Parthenon mermerlerini Atina Akropolünden söküp ülkelerine götürme hikayesidir. İki kadının ağzından yazar hikayeyi Karen Essex, Lady Elgin'in Napolyon dönemine de denk gelen savaş ve osmanlı imparatorluğunu mermerleri vermeye ikna etmedeki rolünü ve bir kadın olarak yaşadıklarını anlatırken, bir yandan da Parthenon mermerlerinin yapıldığı döneme gider ve Perikles'in metresi Aspasia'nın ağzından o dönemde kadın olmayı anlatır. Oldukça etkileyici bir dokusu ve anlatım tarzı var. Bizi o döneme rahatlıkla götürüp, o dönemde yaşıyormuş gibi hissettiren tüm detaylarıyla oldukça başarılı bir tarihi roman. Okunmasını tavsiye edeceğim bir kitap. Keyifli Okumalar Dilerim.
Devamını oku »

6 Aralık 2014 Cumartesi


KİTAP GEZEGENİNDE İKİNCİ HEDİYE KİTAP.
"SONUÇLANMIŞTIR"
Kazananlar;
Burcu Çiftçi
Ahmet Hamdi Ovalı

Çekilişle 2 kişiye Tahsin Lale nin Yedi Erdem Kitabını hediye ediyoruz.
Politik-macera kurgu niteliğindeki Yedi Erdem'de, Cengiz Silahtar adlı bir Türk istihbarat görevlisinin yaşadıkları anlatılıyor.
Klonlama üzerine çalışmalar yapan Rus bir profesör ortadan kaybolur. Hemen akabinde İngiliz bir diplomatın oğlu, İstanbul'da cinayete kurban gider. Cengiz Silahtar, devlet güvenliği açısından bu cinayeti soruşturmakla görevlendirilir. Normal bir cinayet soruşturmasıyla başlayan macera, soruşturma derinleştikçe; genetik araştırmalar yapan örgütler ve bunları durdurmaya çalışan gizli örgütler, işadamları, politikacıların sahneye çıkışlarıyla dünyanın birçok yerine sıçrıyor ve işin içinden çıkılmaz bir boyut kazanıyor.
1. Facebook grubumuzu beğenmek. https://www.facebook.com/groups/317476821782988/
2. Facebook Sayfanızda ilanımızı herkese açık şekilde paylaşmak.
2. Tanya Jaziri Kitap Gezegeni Bloguna kayıt olmak.http://tanyajaziri.blogspot.com.tr/
3. Yazarımızın sayfasını beğenmek ve paylaşmak.www.facebook.com/YediErdem
4. Yoruma bölümüne isim soy isminizi yazmak.


Kitabın çekilişi 15.12.2014 tarihinde yapılacaktır.
Devamını oku »
İLK HEDİYE KİTABIMIZI VERİYORUZ. "SONUÇLANMIŞTIR"

Kazananlar;
Ayşegül Arda
Kuntay Djaziri
Hüsna Kesik

Çekilişle 3 Kişiye Sihirbaz Fatih Ermiş'in yeni kitabını hediye ediyoruz. 
FATİH ERMİŞ İLE SİHİRBAZLIK ÖĞRENİYORUM.
Profesyonel bir sihirbazın sırlarını öğrenmeye hazır mısınız? Bu kitapta sizleri 21 şaşırtıcı sihirbazlık numarası bekliyor. Üstelik her biri ataş, kürdan ve kalem gibi çevrenizde kolayca bulabileceğiniz malzemelerle hazırlanıyor. Ayrıca Sihirbaz Fatih Ermiş, bu kitapta sizlere sihirbazlık numaralarını nasıl sunacağınız ve gösterinizi nasıl hazırlayacağınız ile ilgili ipuçları da veriyor.
Yapmanız gerekenler;
1. Facebook grubumuzu beğenmeniz. https://www.facebook.com/groups/317476821782988/
2. Facebook Sayfanızda ilanımızı herkese açık şekilde paylaşmak.
3. Tanya Jaziri Kitap Gezegeni Bloguna izleyici olmak.http://tanyajaziri.blogspot.com.tr/
4. Yazarımızın sayfasını beğenmek ve paylaşmak.www.facebook.com/fatihermismagic
5. Yoruma bölümüne isim soy isminizi yazmak.


Bu kitabı kazananlara ayrıca aşağıdaki 2. el kitaplarda çekilişle dağıtılacaktır;
Çocuk Kalbi - Edmondo de Amicis
Lise Defterleri - Gönül Özgül
Bu Hayat Sizin - İpek Ongun
Kuşlara Taş Atan çocuk - Erdoğan Tanaltay
Çanlar Savaşı - Gianni Rodari
Şermin - Tevfik Fikret
Karabibik - Nabızade Nazım
Küçük Kemancı - Çocuk klasikleri
Maya - Leyla İpekçi
Bol şanslar dilerim. Kazananlar 13.12.2014 de yapılacak çekilişle duyurulacaktır.
Devamını oku »

4 Aralık 2014 Perşembe

Eserin Adı : Osmancık
Eserin Orjinal Adı : Osmancık
Yazar : Tarık Buğra
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2003,İstanbul
Yayın Evi : Ötüken
Türü : Tarihi Roman
Sayfa Sayısı : 356
Puanım : 4
Konusu : Osmancık, "Tarihin en uzun ömürlü, en büyük devletini kuran irade, şuur ve karakter"in Tarık Buğra'nın yorumuyla romanlaştırılmasıdır. "Ben, yola, bir görüşü veya yorumu savunmak veya aşılamak için çıkmadım. Bunu hiçbir romanımda yapmadım. Sadece konuyu anlamaya ve anlatmaya çalıştım. Anladığım gibi anlatmaya çalıştım." diyen Tarık Buğra, Osmancık'ı da aynı anlayışla ve "Osmanlı'nın sırrı nedir?" sorusundan yola çıkarak yazdığını söylüyor. Bu nedenle, romanda Osmanlı Tarihi ile birtakım paralellikler veya zıtlıklar bulunsa da -ki, bunlar önlenemez- karşılaşacağınız, "Ey Osmancık; beğsin. Bundan sonra öfke bize, uysallık sana; güceniklik bize, gönül alma sana; suçlama bizde katlanma sende; bundan böyle, yanılgı bize, hoş görmek sana; aciz bize, yardım sana; geçimsizlikler bize, uyuşmazlıklar, anlaşmazlıklar, çatışmalar bize, adâlet sana; kötü göz bize, şom ağız bize, haksız yorum bize, bağışlama sana. Ey Osmancık; bundan böyle, bölmek bize, bütünlemek sana; üşengenlik bize, gayret sana; uyuşuklu bize, rahat bize, uyarmak, şevklendirmek, gayretlendirmek sana" gibi sözler, aslında, hiçbir tarih kitabında bulamayacağınız, yalnızca romancı Tarık Buğra'nın, Kayı Boyu'ndan Osmanlı İmparatorluğu'na götüren karakteri ve anlayışı ortaya çıkarmak için Ede Balı'ya söylettiği nasihatlerdir.

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Tarihi romanları ayrı bir severim. Tarık Buğra'nn bu kitabını da bir arkadaşımı beklediğim kafenin kitaplık bölümünde bir karıştırıyım diye elime alıp elimden bırakamadığımı hatırlıyorum. Tabii orada bitirememiş, hemen alıp evde okumuştum. Kitabın kapağını hiç beğenmemiş olduğumu, daha şık bir şey tasarlanmasının eserin albenisini arttıracağını düşünüyorum. Osmanlı imparatorluğunun kuruluş hikayesi eşliğinde Osman Bey'in öyküsünü anlatılır kitapta. Biraz efsanevi ve abartılarak anlatılmışsa da, bu hayal dünyasında olmaktan ben hoşlandım. Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşunu bir aşka bağlaması keyifli olmuş. Lider olacak vasıflara sahip olmadığı düşünülen, Osman Bey'in Şeyh Edebaliyle karşılaşması ve kızına aşık olup, kızıyla evlenebilmek için büyük bir değişimden geçmesi ve bu sayede lider özellikleri kazanması ve Osmanlı İmparatorlıuğunun temellerinin atılabilmesi. Aşk her şeye kadirdir zaten. :) Keyifli okumalar dilerim.
Devamını oku »
Eserin Adı : Jülyet
Eserin Orjinal Adı : Saving Juliet
Yazar : Suzanne Selfors
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2009,İstanbul
Yayın Evi : Artemis Genç
Türü : Roman
Sayfa Sayısı : 304
Puanım : 3.5
Konusu : Aşk dedikleri bu mu? Onu gördüğümde hayatın durması mı aşk? Kalbimin alıp başını koşturması mı ve bir kuş mu aşk içimde kıpır kıpır? Ne olacak şimdi?"Sessiz ol! Prensi dinlemelisin," diye çıkıştı adamın biri. Kalabalık sessizleşti ve ileriden bir yerden bir ses yükseldi. Konuşanın kim olduğunu göremiyordum ama tanıdık kelimeler dökülüyordu ağzından. "Şimdiye dek Capulet'ler ve Montague'ler üç kez sokaklarımızda dövüştü, hem kendi kanlarını hem de yoldan geçen masumların kanını döktüler. Bu vahşete daha fazla izin verecek değilim. Ailelerden herhangi biri, bir daha dirliğimizi bozarsa, bu dostluk düşmanının cezası idam olacaktır! İşte prensinizin buyruğu budur."Capulet'ler ve Montague'ler mi? Durun biraz, hayatım her geçen dakika daha da tuhaflaşıyor. Gözyaşlarına mı boğulmalıyım yoksa histerik bir şekilde kıkırdamaya mı başlamalıyım bilmiyorum, sanırım hem ağlıyorum hem gülüyorum. Üzerimde çamur lekeli bir elbise ile bir deli gibi dikilip kalmışım. İçinde olduğum sahne Romeo ve Jülyet'in, Prens'in resmi açıklamasının yapıldığı başlangıç bölümüne benziyor. Parçası olmamak için kıvrandığım oyun... İyi de, nasıl, nasıl, nasıl?

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Kitap bildiğimiz Romeo ve Juliet hikayesinin değiştirilmiş bir versiyonu. Köklü bir tiyatro sahibinin torununun kızı olan Mimi, oyuncu olmak istememesine rağmen annesinin zoruyla oyuncu olmaya zorlanmaktadır. Sahne korkusu olan Mimi, Juliet'i oynayacak ve ünlü bir şarkıcı olan Tray da Romeo olacaktır. Troy'dan hiç haz etmeyen onu düpedüz aptal bulan Mimi, sihirli bir kolye sonucu Troy'la birlikte kendini Romeo ve Juliet hikayesinin içinde bulur. Oldukça eğlenceli, kendini keşfetme yolunda ilerleyen bir kızın aşkla ve ailesine isteklerini kabul ettirme gücüyle ilgili imtihanlarını bulabileceğiniz bir roman. Su gibi okunuyor ve hiç sıkmıyor. Keyifli okumalar dilerim.
Devamını oku »

3 Aralık 2014 Çarşamba

Eserin Adı : Bit Palas
Eserin Orjinal Adı : Bit Palas
Yazar : Elif Şafak
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2002,İstanbul
Yayın Evi : Metis Edebiyat
Türü : Roman
Sayfa Sayısı : 384
Puanım : 3.5
Konusu : Bazı romanlar bittiklerinde başa dönüp ilk sayfaları tekrar okumak istersiniz. Romanı birkaç günde okusanız bile, sanki ilk sayfaları okuyalı aylar, hatta yıllar geçmiş gibi, nasıl ve nerede başladığını anımsamakta zorlanırsınız. 
İşte Elif Şafak'ın Bit Palas romanını bitirdikten sonra bunları hissettim ve tekrar başladım okumaya…
Asuman Kafaoğlu Büke / Cumhuriyet Kitap


Edebi ve yazınsal başarısı, Türk kimliğini ve ülkenin tarihine yaklaşımını edebiyat yoluyla yeniden tanımlamayan genç kuşak yazarlar arasında Şafak'ı temsilci olarak öne çıkarıyor...

Bu roman enerji dolu ve gizemli bir yolculuğa davet ediyor insanı; tutkuyla, gülmeceyle ve Türkiye'ye dair bir dolu fotoğraf karesiyle...
The Independent

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Kurgusu oldukça karışık olan bir kitaptır. Kitabın yatay, dikey ve yuvarlak çizgilerle başlanır romana hakikat, zaman ve saçmayı temsil etmektedir bu çizgiler, buradan bir ilaçlamacı olan Hakikat Öztürk'e bağlar konuyu, sonra ikinci dünya savaşına uzanır ve Bonbon Palas'ın yani Hakikat Öztürk'ün ilaçlamak üzere gittiği binanın hikayesini anlatmaya başlar. Uzun uzun geçmişinden bahsettikten sonra günümüze gelir ve binadan oturan sakinlere bölümler ayırır. On sakinden bahsedilir. 1 numara Musa Meryem Muhammed. 2 numara Sidar ve Gaba. 3 numara kuaför Cemal &Celal. 4 numara Ateşmizacoğluları. 5 numara Hacı Hacı ve oğlu, gelini ve torunları. 6 numara Metin Çetin ve karısı Nadya. 7 numara Ben dediği anlatıcı. 8 numara Mavi Metres. 9 numara Hijyen Tijen ve Su. 10 numara Madam Teyze. Bu kişilerin hikayelerinin çevresinde apartmanın yavaş yavaş böceklenmesini anlatır. Bu böceklenme aslında insanın da böceklenen yapısına atıf gibidir kitapta. Sonunda ise aslında tüm bunların hapishanedeki bir adamın kafasından uydurulduğuyla bağlar. Kurgusu karışık olsa da karakterler bakımından zengin bir içeriği var. Okunmasını öneririm. Sevdiğim bir Elif Şafak romanı oldu. Çevremden yazara karşı çok olumlu eleştiriler almasam da, daha önce okuduğum Aşk kitabına oranla daha bizden bir hikaye olmuş. Keyifli Okumalar.
Devamını oku »

2 Aralık 2014 Salı

Eserin Adı : Bir Milyon Küçük Parça
Eserin Orjinal Adı : A :million Little Pieces
Yazar : James Frey
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2006,İstanbul
Yayın Evi : Artemis
Türü : Biyografi
Sayfa Sayısı : 610
Puanım : 4.5
Konusu : "William S. Burroughs'un Canki'sinden bu yana yazılmış en yırtıcı bağımlılık hikayesi."- Boston Globe
Yoğun, beklenmedik ve insanı anında içine çeken Bir Milyon Küçük Parça madde ve alkol bağımlılığı tedavisinin daha önce hiç olmadığı kadar samimi bir hikayesi. James Frey'in ilk anı kitabı olan Bir Milyon Küçük Parça, o zaman 23 yaşındaki yazarın Chicago'ya inen uçaktaki haliyle başlıyor.Yirmi üç yaşındaki James Frey bir uçakta gözlerini açıyor, dört ön dişi artık yerinde değil. Burnu kırılmış ve yanağında bir delik var. Uçağın nereye gittiği ve geçen iki hafta boyunca neler olduğu hakkında en ufak bir fikri bile yok. On yıldır alkolik ve üç yıldır da kokain bağımlısı..."Ben Bir Alkoliğim, Bir Uyuşturucu Bağımlısıyım ve Bir Suçluyum.

"Adamın kendi başını yakış öyküsünü, kıyamet gününü hard-core bir dille anlatıyor."- New York Post
"James Frey, korkunç derecede dürüst ve komik ama aynı zamanda kendinden emin ve ölçülü."- Gus Van Sant
 Kitap Hakkındaki Yorumum :

Yayınlandığı dönemde gerçek olup olmadığı uzun süre tartışılmış bir roman. Yirmi Üç yaşında olmasına rağmen uyuşturucu kullanmanın son evresinde olan James, ailesinin evine geldiğinde yüzü gözü dağılmış halde, yanağında bir delik ve dört ön dişini kaybetmiş haldedir. Tek çaresi ailesinin evine dönmek olduğundan onların rehabilitasyon merkezine yatmak zorundasın demelerine karşı çıkmaz. Rehabilitasyon merkezinde yapılan tedavi sonucu uyuşturulmadan dişlerini yaptırdığı bölümler çok etkileyici ama beni en çok etkileyen o uyuşmuş kafayla orada uygulanmak istenen dini temelli tedaviyi kabul etmeyip, siz bir bağımlılığın yerine diğerini geçiriyorsunuz bunda bir kurtuluş yok yer değiştirme var diye düşündüğü ve söylediği bölümlerdir. Orada kaldığı dönemde sadece verilen ilaçları kullanıp, bir nevi kendi kendine bağımlılıktan kurtuluşunun öyküsü cidden çok etkileyici. Gerçek bir hikaye olduğu düşünüldüğünde bu kitabın gücünü iki katına çıkarıyor. Bu tedaviden sonra ömrü boyunca bir daha uyuşturucu kullanmamış olması da iradesini gücü bakımından takdire şayan. Mutlaka okunmalı. Keyifli Okumalar..
Devamını oku »

1 Aralık 2014 Pazartesi

Eserin Adı : Gibi
Eserin Orjinal Adı : Like
Yazar : Ali Smith
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 2011, İstanbul
Yayın Evi : Everest
Türü : Roman
Sayfa Sayısı : 310
Puanım : 3.5
Konusu : Gibinin Gibiye Olan Sevgisini Başarıyla Ortaya Koyan, Titizliği ve Lirikliğiyle Zarif Bir Dille Yazılmış Bir Kitap.-Observer-Bütün Hikâye ve Diğerleri ve 2005'te Whitbread Ödülü'nü kazanan Rastlantısaldan, sonra Everest Yayınları şimdi de okurlarını Ali Smith'in ilk romanı Gibi ile buluşturuyor.Bir akademisyen olan Amy, geçirdiği sinir krizinden sonra okuma yeteneğini kaybedince, İngiltere'deki konforlu yaşamından olabildiğince uzaklaşır. Okur, onunla tanıştığında yedi yaşındaki kızı Kate'le beraber bir karavan parkında yaşamakta ve çalışmaktadır. Amy'nin gizemli geçmişini herkesten iyi bilen Ash ise sekiz yıldır görüşmemiş olmalarına rağmen ona olan saplantısından vazgeçememiştir.Ali Smith bu etkileyici ilk romanda zaman ve mekânın ikiz ruhlarını ön plana çıkarıyor. Kadınlar arasındaki karmaşık ilişkileri dingin bir dille ele alan Gibi; kültürler, ülkeler, aileler, arkadaşlar ve sevgililerin arasındaki gizli sınırlardan ustalıkla geçmeyi başarıyor."Smith seçkin bir yazar, poetik bir bakış açısı, cezbedici bir görüşü var... Bu yetenekli yazar ilk romanında mükemmel bir tarz ve yaratıcılık örneği ortaya koymayı başarmış."-Scotland on Sunday-

Kitap Hakkındaki Yorumum :

Enteresan bir gizemle başlıyor kitap başından itibaren, okuma yeteneğini kaybetmiş aslında bir akademisyen olan Amy kızıyla birlikte İrlanda da yaşıyor. Onların hikayesiyle devam ederken bir anda Amy'nin gizemleri ortaya çıkmaya başlıyor. Kurgusunda biraz sorun olduğunu düşünüyorum. Ortada olmayan Ash'in ağzından dinlemeye başlıyoruz sonrasında hikayenin bir bölümünü. Bütün bu gerilimin finalde patlamasını bekliyorsunuz ama Amy'nin aslında Ash'le lezbiyen bir ilişki içinde olduğunu ve yüksek ihtimalle oyuncu olan Ash'in çocuğuna baktığını öğreniyorsunuz. Bir türlü akmayan ve bir yere oturtamadığım bir roman olmakla birlikte esrarengiz bir yapısı olduğunu da söylemeliyim. Kişilerin ruh hallerinin gizemleri ve öykünün yarattığı garip gerilimle bu kitabı okuyup bu deneyimin yaşanması gerektiğini yine de düşünüyorum. Keyifli Okumalar.
Devamını oku »